Dernek ve vakıflar aslında vergi mükellefi değillerdir. Bu kuruluşlar gelir vergisinin de kurumlar vergisinin de mükellefi olmazlar.
Ancak iktisadi işletmenin oluşmasıyla kurumlar vergisi mükellefi olacaktır. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2. maddesi dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeleri kurumlar vergisi mükellefleri arasında saymıştır.
İktisadi işletmelerin belirgin özellikleri; bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir.
Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığı kabul edilecektir.
Geçici 2. madde
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2. maddesine göre, 31 Aralık 2015 tarihine kadar, dernek veya vakıflarca elde edilen Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67’nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlar için iktisadi işletme oluşmamış sayılır.
Yani, bu düzenleme ile dernek veya vakıflar ile vergi uygulamalarında dernek veya vakıf olarak değerlendirilen kurum ve kuruluşların elde ettikleri ve kesinti suretiyle vergilendirilmiş;
Taşınmaz kira gelirlerinden,
Menkul kıymet alım satım gelirlerinden, Menkul kıymetlerin elde tutulması ile itfasından elde edilen gelirlerden, ibaret olması halinde, elde edilen bu gelirler dolayısıyla, 31 Aralık 2015 tarihine kadar kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmeyecektir. Söz konusu vergi kesintileri dernek veya vakıflar açısından nihai vergileme niteliğinde olacaktır.
31 Aralık sonrası
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2. maddesinin süresi 31 Aralık 2015 itibarıyla dolmaktadır. O halde atılabilecek iki adım vardır: Öncelikle geçici 2. maddenin süresi uzatılabilir ya da bu hüküm kalıcı hale getirilebilir. Böylece, vakıf ve dernekler için vergi tehlikesi ortadan kaldırılmış olur.
Atılabilecek bir diğer adım ise, vakıf veya derneklerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ya da atıl fonlarını değerlendirmelerinin iktisadi işletme oluşturmayacağı yönünde bir idari düzenleme ile konuya açıklık getirmektir. Bir dernek veya vakfın bu faaliyetlerde bulunması yukarıda açıklanan iktisadi işletme oluşum şartlarını sağlamaz. Konuyu bir tebliğ ile açıklamak bu sorunu ortadan kaldıracaktır.
SOSYAL GÜVENLİK
Asgari ücrete ince ayar!
Seçim süresince siyasi partiler tarafından en fazla kullanılan konulardan birisi olan asgari ücrette sona gelindi. Asgari ücrette gözler, iktidar partisine çevrildi.
Ak Parti seçim beyannamesinde yer alan 1.300 TL’lik asgari ücret artışının olup olmayacağı veya ne şekilde yapılacağı merakla bekleniyor.
Halen brüt 1.273,50 TL ve net 1.000,50 TL olan asgari ücret, aralık ayında toplanacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda 1.1.2016’dan itibaren yeniden belirlenmeyi bekliyor.
Mevcut kesintilere göre değerlendirildiğinde 2016 yılında Asgari ücretin net 1.300 TL olmasıyla hesaplamalar ve bordro maliyetleri yaklaşık olarak aşağıdaki gibi olacaktır:
AYLIK ASGARİ ÜCRET 1.645.77
İŞÇİ İŞSİZLİK SİGORTASI (%1) 16.46
İŞÇİ SSK PAYI (%14) 230.41
GELİR VERGİSİ MATRAHI 1.398.90
ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ (BEKÂR-ÇOCUKSUZ) 123.43
GELİR VERGİSİ TUTARI 209.84
AGİ HARİÇ GELİR VERGİSİ TUTARI 119.73
DAMGA VERGİSİ TUTARI 12.49
ASGARİ ÜCRETTEN KESİNTİLER TOPLAMI 469.19
AGİ HARİÇ ASGARİ ÜCRETTEN KESİNTİLER TOPLAMI 379.08
NET ELE GEÇEN TUTAR 1.176.58
AGİ DAHİL NET TUTAR 1.300.01
İŞVEREN SGK PAYI 337.38
İŞVEREN İŞSİZLİK SİGORTASI (%2) 32.92
İŞVERENE MALİYET (%5 SGK PRİM İNDİRİMİ KULLANILMIŞTIR) 1.933.78
İşçilik Maliyetleri
Görüldüğü gibi, işçinin eline 1.300 TL geçerken, devlete ödenen vergi ve sigorta primleri de yaklaşık 633 TL olmaktadır. Bu da gösteriyor ki, işçilik ücretlerinin yükü inanılmaz yüksek düzeydedir.
İşverenlerin rekabet edebilmesi ve yeni yatırımlara, yeni istihdamlara karar verebilmesi için işçilik maliyetlerinin düşürülmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, ücretlilerin vergi dilim sayıları artırılması ve tutarların yükseltilmesi gereklidir.
Yine SGK primi işçi payında yüzde 3 indirim yapılmalıdır.
Ücretlerden alınan damga vergisinin kaldırılarak işçilik maliyetleri düşürülmelidir.